31 Mar 2011

gece sayıklamaları


kafam o kadar çok şeyle doluyor ki gün boyu.gece olunca şöyle duşun altına soksam beynimi bir güzel yıkasam ne var ne yok aksa gitse diyorum.sonra da atıversem kendimi şöyle deliksiz,mümkünse rüyasız,uyanmasız bir uykuya....

sabah bir uyansam burnuma mis gibi deniz kokusu gelse.pencereden yüzüme güneş vursa.mis gibi bir yaz sabahı olsa.aniden bir rüzgar esip perdeyi havalandırsa bir an :))hayal aldı başını gidiyor.ama eskiden beri huzurlu bir an deyince aklıma böyle bir an gelir.gece gece burnuma geldi valla deniz kokusu.sadece bahar ve yazı yaşayan bir ülke istiyorum ben.yıllardır uğraşıyorum zerre kadar güzel bir yanını bulamadım kış mevsiminin.sonbaharı bile sevmiyorum ardından kış gelecek diye :) her an ertesi günkü mesaiyi düşünüp sıkıldığın upuzun bir pazar günü gibi geliyor sonbahar bana.



yıllar önce mitoloji dersinden aklımda kalan bir hikaye var bu konuda.Tanrıların tanrısı Zeus'un eşi olan Demeter'in Persephone adında çok sevdiği bir kızı vardı. Persephone bir gün çayırda çiçek toplarken, yeraltının karanlık tanrısı Hades kızı kaçırarak onunla evlendi. Demeter gece gündüz bütün yeryüzünü dolaşarak kızını ararken toprağın bereketi kalmadı, insanlar kıtlıkla karşı karşıya kaldılar. Demeter sonunda kızının başına gelenleri öğrenince Zeus'a başvurarak ondan Persephone'nin geri getirilmesini istedi. Zeus da, kızın ancak yeraltında hiçbir şey yememişse geri dönebileceğini söyledi. Oysa Persephone kendisine Hades'in sunduğu narı yemiş ve bu sevgi büyüsüyle yeraltı tanrısına bağlanmıştı. Bu yüzden, yılın altı ayını annesi Demeter'in yanında, ama geri kalan altı ayı sonsuza kadar her yıl yeraltında, Hades ile geçirmesi kararlaştırıldı. Persephone'nin yeraltında geçirdiği süre kışı, annesinin yanına döndüğü süre de çiçek açma ve meyve zamanını simgeler.

bu aralar persephonenin annesinin yanına dönmüş olması lazım.doğa yeniden canlanacak eli kulağında :)))

12 yorum:

Nil dedi ki...

ne güzel bir hikayeymiş bu. ilk defa okudum. severim mitolojiyi. mitolojik serim var. başlamak için can atıyorum.

dynamis dedi ki...

daha ne hikayeler var nil.okuldayken arkeoloji bölümünün antik yunan mitolojisi derslerine gitmiştim.bildiğim magazin dünyası kim kimle belli değil :))şaka bir yana o dönemin toplumuna dair çok güzel ipuçları var mitolojik hikayelerde.çok eğlenceli gelmişti bana.

Ebru dedi ki...

İzmirin havasından mı eşim de mitoloji çok sever boşuna İda olmadı oğluşun adı. Çok hoş bir hikaye.

İzmir insana kasvet vermiyor en azından Ankara fena:)

Eşim İzmir Ödemişli:)Yılda bir kez geliriz oralara.

dynamis dedi ki...

insan bu topraklarda yaşayınca o ruhtan etkileniyor ister istemez nehir.bu arada oğluşun adı gerçekten çok güzel.

sanal alemde görüşmek isteyeceğim insanların birçoğu izmirde yaşamıyor maalesef ama en azından bir bağları var izmirle.bu da bir gün izmirin güzel bir mekanında buluşup güzel bir sohbet edebilme imkanı demek :)
ankara'ya çok gelip gittim kuzenim okurken.her yokuş başında,sokak aralarında deniz görünüverecek gibi gelmişti.ama yok denizi olmayan şehirde benim işim yok!

Ebru dedi ki...

Ben de deniz şehri ortadan bölüveriyor ya ilk onu garipsemiştim.Doğma büyüme denizden uzak olunca.
İzmir merkeze bazen hiç uğramadan ödemişe gidiyoruz ama eğer uğrarsak isterim elbette ben de ikiz annesi de var görmek istediğim:)

Ebru dedi ki...

Ebru benim adım oğlum da nehir ida. nehiri pek kullanmasak da var adında:)

dynamis dedi ki...

ya sorma tam da kırdığım potu nasıl düzelteceğime bakıyordum kusura bakma ebru ben de meltem :)))

dynamis dedi ki...

denizi olan şehirler bambaşka oluyor gerçekten de.benim için özgürlük demek deniz. sınırlanmamışlık...her tarafı karayla çevrili bir şehirdense istediğin zaman kaçıp gitme imkanı var sanki.hatta bir adada yaşasam dünyanın en mutlu insanı olurdum herhalde :)

Unknown dedi ki...

Meltem; en seviğim dersti arkeoloji, Daha ortaokuldayken ezbere bilirdim Şefik Can'ın kitabını. Bu mit de en bayıldıklaırmdan :)

dynamis dedi ki...

nilüfer benim gittiğim dersin hocası da mükemmeldi.bakış açısı harikaydı kadının.6-7 yıl önceki dersin tamamı aklımda neredeyse.bu mit de gerçekten çok anlamlı.bir annenin hasretiyle doğanın bereketini yitirmesi,kızına kavuşunca yeniden herşeyin canlanması...

DİLEK dedi ki...

ben de yazı sevenlerdenim, güneş enerjisi ile çalıştığıma inanıyorum, çok güzel bir hikayeymiş sağol Meltem.

Ebru dedi ki...

Nerelerdesin sevgili meltem?